Giriş: Evlilik ve Nikah Aynı Şey mi?

Günümüzde birçok insan evlilik ve nikah kavramlarını aynı anlamda kullanmaktadır. Oysa bu iki terim, kökenleri ve anlamları bakımından birbirinden tamamen farklıdır. Evlilik, manevi ve dini bir birlikteliği ifade ederken, nikah ise devletin resmi olarak onayladığı, hukuki yönü ağır basan bir işlemdir. Bu yanlış algının toplumda nasıl kökleştiğini ve düzeltilmesi gereken noktaları ele alacağız.

Evlilik: Ruhsal ve Manevi Birliktelik

Evlilik, dini ve ruhsal anlamı olan kutsal bir birlikteliktir. İnsanların sadece bir çatı altında yaşamasını değil, aynı zamanda birbirine bağlı bir hayat sürmesini ifade eder. Evlilik kavramı, bir ev almak ya da ev sahibi olmakla karıştırılmamalıdır; çünkü burada bahsedilen 'ev' maddi bir yapıdan çok, bir yuva kurma anlamına gelmektedir.

Bir düşünelim. İki insan bir araya gelir, hayatlarını birleştirir, sevinçleri de zorlukları da paylaşırlar. Ama burada mesele sadece aynı çatı altında yaşamak değil, birbirine karşı sorumluluk almak, birbirini savunmak ve desteklemektir. İşte evlilik budur! Bu, resmi bir kağıttan ya da bir mührün varlığından çok daha öte bir şeydir.

Tarih boyunca birçok kültürde evlilik, tanrısal bir ahit olarak görülmüş ve dini temeller üzerine oturtulmuştur. İnsanlar sadece bir arada yaşamak için değil, birbirlerinin yoldaşı olmak için evlenmiştir. Bu yüzden evlilik, nikah gibi bir resmiyete mahkum edilmemelidir.

Nikah: Devletin Hukuki Düzeni

Nikah ise evlilikle karıştırılan, ancak temelde tamamen farklı bir kavramdır. Nikah, devletin resmi kurumu tarafından onaylanan bir sözleşme olup, bireylerin haklarını ve sorumluluklarını hukuki çerçevede belirler. Esasen nikah, devletin nüfus kayıtlarını, vergi sistemini ve toplumsal düzeni kontrol etmek için geliştirdiği bir mekanizmadır.

Nikahın ortaya çıkışı, toplumların kontrol altında tutulması ile doğrudan ilgilidir. Devletler, nüfuslarını kayıt altına almak, kim kiminle yaşıyor, kim kimin çocuğunu dünyaya getiriyor gibi bilgileri öğrenmek istemiştir. Bu noktada nikah, bir sevgi ve bağlılık göstergesi olmaktan çok, bir yönetim aracına dönüşmüştür. Yani nikah olmadan da insanlar bir arada yaşayabilir, hayatlarını birbirlerine adayabilir. Devletin onaylamadığı bir birliktelik, manevi anlamını kaybetmez.

Evlilik ve Nikahın Toplumdaki Yanlış Algıları

Bugün birçok insan evlenmenin, resmi nikah kıymakla eşdeğer olduğunu düşünmektedir. Oysa, bir kişinin bir başkasıyla hayatını birleştirmesi için mutlaka bir devlet onayına ihtiyacı yoktur.

Örneğin, yıllarca aynı çatı altında yaşayan, birbirine destek olan ve hayatı paylaşan iki insan düşünelim. Nikahları olmasa bile, bu insanları gerçekten bir aile olarak görebiliriz. Çünkü burada asıl önemli olan şey, onların birbirlerine duyduğu bağlılıktır. Resmi bir evrak olmadığında bu bağ değersiz mi olur? Elbette ki hayır! İşte burada berah kavramı devreye giriyor. Berah, aynı çatı altında yaşayan bireylerin toplumsal ve manevi olarak birbirlerine bağlı oldukları bir birlikteliği ifade eder.

Evliliğin sadece karşı cinsler arasında olabileceği algısı da yanlış bir inanıştır. Aynı evde yaşayan bireyler, dostluk ve dayanışma çerçevesinde de bir hayat sürdürebilirler. Beraber yaşamak ve birbirini desteklemek için illa ki bir erkekle bir kadının evlenmesi gerekmiyor. İnsanlar, dostlarıyla, kardeşleriyle, aynı idealleri paylaştıkları insanlarla da bir araya gelip yaşayabilirler.

Sonuç: Doğru Kavramları Kullanmak

Evlilik, manevi bir birlikteliktir ve yalnızca ruhsal anlam taşır. Nikah ise hukuki bir işlemdir ve devlet düzeninin bir parçasıdır. Bu ayrımı yapmak, toplumda yanlış anlaşılmaların önüne geçmek açısından önemlidir. İnsanların manevi bağlarını güçlendirmesi, birlikte yaşamın değerini anlaması ve toplumsal dayanışmanın bilincine varması gerekmektedir.

Evlilik ve nikah, aynı anlama gelmez. Gerçek anlamlarını doğru şekilde kavramak, bireylerin özgürce ve bilinçli tercihler yapmasına olanak tanır. Bu yüzden, evlilik ve nikah kavramlarını birbirine karıştırmak yerine, onların özünü anlamak gereklidir. Nikah olmadan da bir evlilik yaşanabilir; çünkü gerçek bağlılık, kağıtlara değil, kalplere yazılır.