Hiç düşündün mü? Hayatta başına neler geleceğini asla bilemezsin. Sabah evden çıkarken önünde kocaman bir gün vardır, planların vardır, hatta belki zihninde dakika dakika yapacaklarını sıralamışsındır. Ama bazen tek bir an, bütün planlarını altüst edebilir.
Peki, en değerli şeyin ne olduğunu hiç kendine sordun mu?
Para mı? Sağlık mı? Huzur mu?
Benim cevabım net: Zaman. Çünkü zaman gidince geri gelmez. Parayı kazanırsın, sağlığını toparlayabilirsin, huzuru yeniden bulabilirsin ama zamanı asla geri saramazsın.
Zamanı kazanmak zor, kaybetmek ise çok kolay. Ve en acısı, kaybettiğinde bunun çoğu zaman farkına bile varmazsın. Peki hiç uğruna onca çaba harcadığın bir zamanı, tek bir kişinin varlığı yüzünden kaybettiğin oldu mu? Sadece orada olduğu için… Sana hiçbir şey söylemeden, dokunmadan, hatta belki seni fark etmeden.
Evet, tam olarak böyle bir şey yaşadım.
Olay
O sabah işe gidiyordum. Acelem vardı. Karşıdan karşıya geçtim, yaya geçidinin oraya dolmuş yaklaşıyordu. İçimden “oh, tam zamanında geldim” dedim. Elimi kaldırdım, durması için işaret verdim. Ama durmadı.
O an anlam veremedim. Belki şoför görmedi, belki dalgındı. Ama içimde bir rahatsızlık oluştu. Sonra refleksle arkamı döndüm. Ve gördüm: yol kenarında bir trafik polisi duruyor.
Her şey bir anda anlam kazandı. Şoför, ceza yememek için durmamıştı. Ceza yemek istemedi, ama onun bu kararı benim zamanımdan çaldı. Bir sonraki dolmuşu beklemek zorunda kaldım. Hayatımdan tam bir saat silindi.
Düşünsene, ne polis bana bir şey dedi, ne şoför bana hakaret etti. Ama sonuçta zarar gördüm. Aslında polisin orada durması, şoförün kararını doğrudan etkiledi, şoförün kararı da benim günümü.
Ve o an fark ettim ki, bazen cezalar parayla ödenmez. Benim ödediğim ceza zamandı.
Zamanı Kaybettiren Varlıklar
Hayatta böyle çok an vardır.
-
Trafikte önünde yavaş giden ama sağa çekmeyen biri.
-
Bankada işlem yapan ama sıra kendisine gelince belgelerini aramaya başlayan müşteri.
-
Toplantıda konuşması gerekmeyen ama sürekli araya giren biri.
Bu insanlar sana doğrudan kötü bir şey yapmazlar. Ama varlıkları, kararları, duruşları seni yavaşlatır, engeller, zamanından çalar. Ve en kötüsü, buna engel olamazsın.
Bazen bir kişi, bir sistem, hatta bir nesne bile seni geciktirebilir. Ve sen ne yaparsan yap, bu kaybı geri alamazsın.
Kaçınılmaz Olan
İşte en can sıkıcı tarafı bu: bu tür zaman kayıplarına karşı yapabileceğin hiçbir şey yok. O trafik polisinin orada olmaması elimde değildi. Dolmuş şoförünün durma kararı da elimde değildi. Ve o günkü bir saatim geri gelmedi.
Bu yüzden hayat bana şunu öğretti: En değerli şeyini, yani zamanını, kaybetmemen imkânsız. Tek yapabileceğin, bunun farkında olmak. Belki de bu yüzden, her dakikanın kıymetini bilmek gerekiyor. Çünkü kimin varlığının ne zaman önüne çıkacağını asla bilemezsin.
Sen hiç böyle bir şey yaşadın mı?
Sadece birinin veya bir şeyin varlığı yüzünden zamanını kaybettiğin anlar oldu mu?
Yaşamını ve düşüncelerini yorumlara yaz; bakalım kimlerin zamanı, kimlerin varlığı yüzünden çalınmış…

0 Yorum