Kelimelerin görev karmaşası
Her kelimenin bir görevi olur. Olmalı. Ama Türkçede işler karışmış durumda. Aynı kelimeye onlarca farklı görev yüklenmiş. Bu da kelimeyi değil, doğrudan anlamı öldürüyor. Her şeyi tek kelimeyle anlatmaya çalışıyoruz. Çünkü yeni kelimemiz yok. Üretilmemiş. Düşünülmemiş. Geliştirilmemiş.
Bu durumu kelimeleri birer işçi gibi düşünerek açıklamak gerekiyor artık. Dili bir firma gibi hayal et. Zengin firma her iş için ayrı personel çalıştırır. Temizliğe birini, pazarlamaya birini, yönetime başka birini... Ama biz ne yapıyoruz? Aynı kişiyi her işe koşturuyoruz. “Zengin dil” dediğimiz şey bu mu? Aynı kelime hem ağrıyı, hem cezayı, hem duyguyu, hem gücü anlatıyor. Sonra da “ne demek istedi acaba?” diye birbirimize bakıyoruz.
Anlaşamıyoruz. Çünkü anlatamıyoruz. Anlatamıyoruz çünkü kelime yok. Olanı da her yere sürüyoruz.
Anlam karmaşası ve karmaşa büyüyor
Karmaşa burada başlıyor. Somut bir şeyi anlatan kelimeyi alıyoruz, soyut bir anlamda kullanıyoruz. Soyut olanı, fiziki bir duruma yapıştırıyoruz. “Ağır” diyoruz, çanta da ağır oluyor, konuşma da, hasta da, ceza da… E bu kadar anlamı bir kelimeye yüklersen, taşımaz. Taşıyamaz. O kelimenin omzuna binmiş bir dilin yükü.
Kavga da buradan çıkıyor, yanlış anlama da. Bir şey söyleniyor, on farklı anlam çıkıyor. Tonlamayla, jestle, mimikle falan idare ediyoruz. Ama yazıda ne olacak? Mesajda ne olacak? Sosyal medyada tek kelimelik bir paylaşımda hangi anlam anlaşılacak? Kimse bilmiyor. Herkes kendi anladığını savunuyor. Anlamı olmayan bir tartışma başlıyor. Kavga büyüyor. Cümle bitmeden insanlar ayrılıyor.
Kelime üretmedik, üretmeye sustuk
Peki bu hale nasıl geldik?
Cevap net: kelime üretmedik. Üreteni de susturduk. “Zaten herkes böyle konuşuyor” diyerek geçiştirdik. Bu "idarecilik" yüzünden geldiğimiz yer burası. Yıllardır böyle.
Türk Dil Kurumu'nun vurdumduymazlığı
Ve en çok kızdığım yer: Türk Dil Kurumu.
Hiç kimse demiyorum. Çünkü bu işi yapması gereken, bu dilin geleceğini korumakla yükümlü olan kurum onlar.
Ama umursamıyorlar. Sorgulamıyorlar.
Görevleri bu ama görevlerini yapmıyorlar.
Devletin hazinesinden paylarını alıyorlar ama karşılığında ne yapıyorlar?
Ne zaman görsem bir etkinlik, bir yemek, bir toplantı... Orada yiyorlar, burada yiyorlar. Türkçeye ne katkı sağladılar, hangi kelimeyi ürettiler, hangi karmaşayı çözdüler?
Cevap: hiçbir şey.
Boş işlere ayrılan bütçe, gerçek sorunlara kör bakışla harcanıyor.
Ben burada açıkça söylüyorum:
O kurumun harcadığı parayı, o masadaki lokmayı, Türk milleti adına haram ediyorum.
Çünkü bu millet, bu dilin zenginleşmesini hak ediyor.
Bu halk, doğru anlaşılmayı, doğru konuşmayı hak ediyor.
Ama onlar görevlerinin başında değil.
O masa başında oturup yiyenler, dilin başındaki yangını görmüyor.
Belki de görmek istemiyor.
Sonuç: Dil yorgun, toplum yorgun
Her gün kelime fakirliğinin, anlam karmaşasının bedelini ödüyoruz. Duygular eksik anlatılıyor. Fikirler tam anlaşılmıyor. Karşımızdaki ne dediğimizi ya yanlış anlıyor ya da hiç anlamıyor. Çünkü kelime yok. Çünkü dil yorulmuş. Çünkü üretmek yerine aynı kelimeye yeni anlamlar yüklemek daha kolay gelmiş.
Ama bu kolaylık değil, tembellik.
Türkçenin fakirliği sadece bir kelime meselesi değil. Zihinsel tembelliğin, düşünsel atalığın, kurumsal duyarsızlığın toplamı. Dil gidiyor ama kimse farkında değil. Dil giderse ne kalır?
Birbirimizi anlamadan yaşamak mümkün mü?
Anlatmadan anlaşılmak mümkün mü?
Bu dille ne kadar anlatabiliriz?
Ne kadar düşünebiliriz?
Düşünemeyen bir toplum neye dönüşür?
İşte bu yüzden Türkçe fakir kalacak
İşte bu yüzden Türkçe dilimiz zengin olmuyor.
Hatta bu yüzden fakir olarak kalmaya devam edecek.
Şahsen kendim, elimden geldiğince yeni kelimeler üretmeye çalışıyorum.
Şu bağlantıdan berah kelimesinin anlamını öğrenebilirsiniz.
Belki siz de kelime üretmeye başlarsınız.
Peki ya siz?
📌 Sizce Türkçe gerçekten fakir bir dil mi?
Aynı kelimeyle her şeyi anlatmaya çalışmak sizce de anlaşmazlıkları, karmaşayı ve boşluğu büyütmüyor mu?
💬 Bu yazıda anlattıklarım sizde ne hissettirdi?
Kendinizi bu dilin içinde yetersiz hissettiğiniz oldu mu?
Kelime bulamadığınız, doğru kelimeyi ararken sustuğunuz anlar yaşadınız mı?
👇 Yorumlar kısmına düşüncelerinizi, görüşlerinizi, belki de kendi ürettiğiniz yeni bir kelimeyi yazın.
Beraber konuşalım, tartışalım, düşünelim.
Çünkü bu dili yaşatacaksak, bunu birlikte yapacağız.


0 Yorum